Türk Psikologlar Derneği Kadın ve Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Birimi 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü Bildirisi
Ülkemizde ve dünyada en yaygın insan hakkı ihlallerinden birisi olan kadına yönelik şiddet, kadın ve erkek arasında eşit olmayan güç ilişkisinden temel alan, güç ve baskı uygulayarak kadınların bedensel veya ruhsal açıdan zarar görmesine neden olan bireysel veya toplu hareketlerin tümüdür. Kamusal ya da özel yaşamında kadınlara fiziksel, duygusal, sosyal, ekonomik ve cinsel anlamda zarar veren ya da verebilecek olan tehdit, baskı, kısıtlama, temel ihtiyaçlarından yoksun ve kendine muhtaç bırakma, zorlama, kontrol altına almaya çalışma, aşağılama, görmezden gelme, özgürlüğün keyfi olarak engellenmesi gibi birçok şekilde görülen cinsiyete dayalı bir eylemdir.
Bianet\'in yerel ve ulusal gazetelerden, haber sitelerinden ve ajanslardan derlediği haberlere göre Türkiye\'de sadece 2013’ün Ekim ayında 22 kadın öldürüldü, 16 kadın ve kız çocuğuna tecavüz edildi, 20 kadın yaralandı, 6 kadın ve kız çocuğu taciz edildi. Kadınların yüzde 23’ü boşanmak istedikleri için öldürüldü; erkek şiddetine maruz kalan kadınların üçte biri boşanmak istedikleri kocaları tarafından ağır yaralandı. Öldürülen bir kadın ve ağır yaralanan iki kadın hakkında koruma tedbir kararları çıkartılmıştı. Kadın ve kız çocuklarının yüzde 69’una tanıdıkları erkekler tecavüz etti, tecavüzlerin yüzde 50’si evde yaşandı. 2013’ün ilk 10 ayında erkekler 168 kadın öldürdü, 148 kadın ve kız çocuğuna tecavüz etti, 170 kadını yaraladı; 123 kadın ve kız çocuğunu taciz etti.
Kadına yönelik şiddet önemli bir toplumsal sorundur. Kız çocukları evlendirilmekte, cinsel istismara uğramakta, öğrenme ve çalışma/üretme hakları engellenmektedir. Kadınlar evlerinde, iş yerlerinde ve sokakta aşağılanmakta, tacize uğramakta, dövülmekte hatta öldürülmektedirler. Kadınların ne yapması, nasıl davranması, ne kadar eğitim alacağı, nasıl giyineceği, kiminle aynı evi paylaşacağı, kiminle evleneceği, kaç çocuk doğuracağı, doğum şekli ve kararı yasa koyucu erkekler tarafından belirlenmekte, özgürce yaşama hakları ellerinden alınmaya çalışılmaktadır.
Kadına yönelik şiddet bir ruh sağlığı sorunudur. Şiddete maruz kalıyor olması kadının mutsuzluk, umutsuzluk, çaresizlik, güvensizlik, korku gibi duygular yaşamasına, dolayısıyla bedensel, ruhsal, cinsel sağlığının bozulmasına neden olmaktadır. Şiddete tanık olan aile bireyleri, çocuklar, komşular da benzer şekilde bu durumdan olumsuz etkilenmektedirler.
Türk Psikologlar Derneği Kadın ve Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Birimi olarak; devletin kadını sadece ailenin bir parçası olarak değil tek başına bir birey olarak görmesini, kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması için tüm kurumlarıyla bu konunun sorumluluğunu üstlenerek bu konuda kalıcı ve sürekliliği olan politikalar geliştirmesini ve bu politikaları yaşama geçirmesini talep ediyoruz. Aynı zamanda bu toplumsal sorunun aşılması için tüm bireylerin sorumluluk alması gerektiğini düşünüyor ve herkesi kadına yönelik şiddetin engellenmesinde aktif rol almaya davet ediyoruz.
Basına ve kamuoyuna saygıyla duyurulur.